Enstitü

ENSTİTÜ HAKKINDA
Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kararı ile (Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi, Tarih 15.07.2021 ve Sayı 31542) İstanbul Üniversitesine bağlı olarak 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunun ek 30 uncu maddesi gereğince kurulmuş olup, bu konuda Türkiye’de çalışmalar sürdüren tek enstitüdür.

Enstitümüzün temel hedefleri, geçmişte ve günümüzde soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlara yönelik araştırmalar yapmak, halen yürütülen faaliyetlerin daha da etkinleştirilmesini ve geliştirilmesini sağlamak, bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek, ulaşılan sonuçları ulusal ve uluslararası kamuoyu ile paylaşmaktır.

Bugüne kadar gerçekleştirilmiş soykırımların, insanlığa karşı işlenen suçların ve insanlığın şiddete maruz kaldığı uluslararası hukukun diğer ağır ihlallerinin çoğunlukla Batı merkezli kurumların ve düşünce anlayışının hakim olduğu, sınırlı ve öznel bir bakış açısıyla incelenmesinin, yapıcı çözüm imkânlarını sınırladığı görülmüştür. Uluslararası toplumun acil çözüm bekleyen ortak sorunları, tüm dünya milletlerinin insanlığın yarınına hizmet edecek tarihi, coğrafi, düşünsel ve kültürel birikimlerinden yararlanmayı, diğer bir deyişle çok sesli bir yapıda her bir toplumun sesinin tek tek duyulmasını gerektirir.

Ekonomik kalkınmışlık seviyesi yeterli olmadığından uluslararası sisteme hakim yapılardan dışlanan uluslar ve toplumlar seslerini duyurmakta güçlük duymaktadır. Bu durum da, ağır insan hakkı ihlâlleri ile çok daha fazla karşılaşan bu tür toplumların gereğince temsil edilmediği yapılar tarafından, ağırlıklı olarak teorik bakış açısıyla getirilen çözümlerin, gerçeklik ve işlevsellik bakımından zaman içinde daha fazla sorgulanmasına sebep olmuştur. Nitekim mevcut durumda varlığını sürdüren sistem, yapı ve düşünce üretimi, çözümsüz kalan uluslararası sorunların giderek derinleşmesi karşısında uzunca süredir yoğun eleştirilere maruz kalmaktadır. İnsanlığın ortak yararını gözeten adil bir dünya düzeni için, öncelikle belirli toplum ya da toplulukların kendi değerler ve öncelikler sistemini dünyanın tümüne egemen kılma gayretlerinin ürünü olan yapıların yeniden sorgulanması gerekir. Özellikle sosyal bilimler alanında tüm insanlığı ilgilendiren ortak sorunlar ve zorlu konular ele alınırken, bilginin belirli toplumları dışlayıcı değil kapsayıcı ve kucaklayıcı yapılar içerisinde, çok sesli bir ortamda üretilmesi gerekir. Gelecek nesiller için nefret, çözümsüzlük, ayrışma ve çatışma yerine barış ve dostluk tohumlarının filizlenmesi de ancak bu şekilde mümkün olabilecektir. İnsanlığın barış ve adalete dayanan bir gelecek inşasına hizmet etmeyi amaç edinen Enstitümüz, bu düşünceden hareketle hiçbir ırksal, dini, ideolojik, siyasi ya da iktisadi tercih veya önyargı gözetmeksizin çözüm üretmek amacıyla ilgili sorunlara odaklanmanın ve halihazırdaki sisteme ait düşünce üretiminin kurduğu hakim yapılar ve teorik çerçeveler karşısında tüm dünyayı kucaklayan ortak bir anlayış inşa edilmesinin zaruretine inanmaktadır. Geçmişte ve günümüzde baskı ve zulme maruz kalan, hakikati dile getirmesine izin verilmeksizin sesi bastırılmış olan tüm mağdur kişilerin, grupların ve ulusların hakları teslim edilmeden, mevcut sorunlara çözüm bulunması ve adil bir uluslararası düzen inşa edilmesi mümkün değildir.

Bir bütün olarak uluslararası toplumu ilgilendiren tüm sorunlarda olduğu gibi, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ve uluslararası hukukun diğer ağır ihlallerinin de evrensel ve bütüncül bir yaklaşım ile çok disiplinli olarak ele alınması gerekir. Bununla birlikte bugüne değin uluslararası hakim sistemi yansıtan anlayış ile yürütülen çalışmaların ve politikaların ortaya koyduğu şey, evrensellikten ziyade sorunların Üçüncü Dünya ülkelerine, mazlum halklara ve sesini yükseltmesine izin verilmeyen toplum ve topluluklara zarar veren seçicilikte karakterize edilmesidir.


Soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçların önlenmesi gibi insanlığın çözüm bekleyen ortak sorunları, ağırlıklı olarak batı perspektifinden üretilmiş mevcut rejimleri ve sistemleri yeniden düşünmeyi ve sorgulamayı zorunlu kılmaktadır. Elbette mevcut bakış açısı ile yapılmış bilimsel çalışmaların, kaydedilen gelişmelerin, üretilmiş yapı ve sistemlerin sorunların çözümü noktasında yaptığı katkılar yadsınamaz. Diğer yandan bu katkı ve kazanımlar, bugüne kadar ekonomik veya siyasi nedenlerle seslerini yeterince duyurma imkânı bulamamış toplumların tecrübe ve birikimleri ile birleştirilebilirse insanlık için çok daha anlamlı bir hale gelecek; mevcut sorunlara çok daha gerçekçi, kapsayıcı ve barışçıl çözümler bulmak mümkün olabilecektir. Enstitümüz bu ihtiyacı karşılamak üzere tüm dünyayı eşit şekilde kucaklayan bir anlayış ile insanlığın ortak sorunlarına bütüncül yaklaşacak bilimsel çalışmalar yapılmasını öncelikli hedeflerinden saymaktadır. Zira tüm dünyayı adil biçimde kucaklamayan kurumların ve düşünce sistemlerinin yapısal, teorik ve maddi kusurlarını yansıtan hakim uluslararası düzenleme ve uygulamaların uluslararası toplumun yararına olacak biçimde dönüştürülebilmesi için bütüncül ve kapsayıcı bir bakış açısı gerekmektedir.


İstanbul Üniversitesi'nin tarihi geçmişi ve güçlü birikimi ile ilk adımları atılan Enstitümüz, dünyanın geleceğinden kendini sorumlu tutan ve daha iyi bir gelecek için emek vermek isteyen tüm bilim insanlarını ve bu yolda katkı sunacağına inanan herkesi birlikte çalışmaya davet etmektedir.


VİZYONUMUZ
İnsanlığın en yüce değerlerini, evrensel barışı ve adaleti amaç edinerek uluslararası toplumun kökleşmiş ortak sorunlarına çok disiplinli ve bütüncül bir yaklaşım ile bilimsel çözüm üreten, uluslararası sistemin insanlık adına yeniden sorgulanarak dönüştürülmesine katkı sunan bir enstitü olmaktır.




MİSYONUMUZ
Siyasi, iktisadi ve ideolojik bir kaygı gözetmeksizin, yalnızca insanlığın ortak faydasına yönelik olarak gerçekleştirilecek çok disiplinli bilimsel araştırma ve lisansüstü eğitim faaliyetleri ile soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ve uluslararası hukukun diğer ağır ihlalleri merkeze alınarak, mevcut uluslararası sistemin çeşitli kökleşmiş sorunları incelenecek ve çözüm imkanları araştırılacaktır. Enstitümüzde yürütülecek tüm çalışmalarda temel önceliklerimiz, bilimsel verilerle salt gerçekleri ortaya çıkarmak, insan hak ve özgürlükleri konusunda farkındalık yaratmak, tarihî ve hukuki gerçeklerle yüzleşmeyi sağlamak, mevcut uluslararası sistemin insanlığın ortak sorunlarına çözüm üretmekte yetersiz kalan hakim yapılarını yeniden sorgulamak, çözüm önerileri getirmek, tüm dünyayı kucaklayan bir anlayış ile akademik işbirlikleri yapmak, dünyanın baskı ve zulme uğrayarak, sesi kısılmakta olan ve ekonomik imkanlardan yoksun toplumlarının ilgili bilimsel çalışmalara ve çözüm üretim süreçlerine katılmasına destek olmaktır.